Bets10 Mobilbahis Casinomaxi Casino Metropol Jetbahis Jokera Spino Melis Fis Skolyoz Öyküsünü Anlattı - Hızlı Futbol
  1. Homepage
  2. Kültür & Sanat
  3. Melis Fis Skolyoz Öyküsünü Anlattı

Melis Fis Skolyoz Öyküsünü Anlattı

Melis Fis Skolyoz Öyküsünü Anlattı

Melis Fis Skolyoz neden olur? Şarkıları ve enerjisiyle geniş kitlelerin sevgisini kazanan genç şarkıcı Melis Fis, skolyoz hikayesini anlattı.

Melis Fin yoğun konser temposu nedeniyle yaşadığı bel ağrıları sonrası doktora başvurdu. Bel fıtığı şüphesiyle gittiği muayenede, o güne dek sadece adını duyduğu bir rahatsızlığın kendi kapısını çaldığını öğrendi. Skolyoz tanısı alan ve Skolyoz sadece bir duruş değil, farkındalık meselesi: Farkında ol, destek ol!” diyen Melis Fis, Acıbadem Sağlık Grubunun bu yıl 12.sini gerçekleştirdiği Skolyoz Farkındalık Etkinliğine hem şarkılarıyla renk kattı hem de özellikle gençlerde sık karşılaşılan skolyoza yönelik kendi hikayesini içtenlikle anlattı.  Acıbadem Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanayda konuşmasında skolyoz tedavisindeki en güncel gelişmeleri paylaşarak, erken tanı ve tedavinin kritik önem taşıdığını vurguladı.

 Skolyoz Eğriliği Nasıl Kontrol Altına Alınabilir? 

Skolyoz, omurganın yana doğru eğilmesi olarak tanımlanıyor. Bu eğrilik bazen yalnızca egzersiz bazen de  önemli ameliyatlarla kontrol altına alınabiliyor. Yaşam kalitesini düşürmekten farklı sağlık sorunlarına kadar çeşitli sonuçları olan skolyoz, toplumda sık görülen bir durum. Her yüz çoçuktan 3’ünde görülen skolyoza özellikle kız çocuklarda daha sık rastlanıyor. Erken teşhiste tedavi başarısı artan skolyoza karşı toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla her yıl çeşitli etkinlikler düzenleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi bu yıl, Acıbadem Üniversitesinde Skolyoz Savaşçıları Sırt Sırta, Korkusuzca” etkinliği gerçekleştirdi. Etkinlikte; Acıbadem Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay  skolyoz tedavisindeki en güncel gelişmeleri paylaştı. Ayrıca skolyoz savaşçılarının, kendi süreçlerini ve deneyimlerini aktardığı bir söyleşi gerçekleştirdi. Etkinlik genç sanatçı Melis Fisin skolyoz savaşçıları için söylediği şarkılarla son buldu.

Bel fıtığı olduğumu düşünmüştüm”

Söyleşide skolyoz deneyimini anlatan 23 yaşındaki Melis Fis, yoğun konserleri dolayısıyla çok sık seyahat ettiğini ve bu yılın başlarında bel ağrısı sorunu nedeniyle doktora gittiğini belrterek, bel fıtığı teşhisi beklerken skolyoz teşhisi aldığını söyledi. Genç şarkıcı şöyle konuştu:  Bende skolyoz olduğunu aslında çok yeni öğrendim. Şu anda 23 yaşındayım, 24 olacağım ve benim de yeni tanıştığım bir durum bu aslında. Ama Ahmet Hocam sayesinde gerçekten hani bunun korkulacak bir şey olmadığını ve erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu öğrendim bunun sayesinde, çünkü ben daha erken teşhis yaptırabilirdim. Ama şu anda ben skolyozumla beraber yaşamayı öğrendim ve bununla beraber konserlerimi veriyorum. Turneye gidiyorum, yolculuk yapıyorum ve gayet bununla beraber barışık bir şekilde hayatımı sürdürüyorum aslında” dedi. Skolyoz teşhisi aldığında doktorunun skolyoz senin nazar boncuğun olsun’ dediğini ve o dönemde ilginç bir tesadüfle Nazar isimli bestesini yaptığını söyleyerek Hatta hocamın dediği gibi bana nazar boncuğun olsun’ demişti, o da bana çok destek oldu.” ifadelerini kullandı. Skolyozda erken teşhis ve tedavinin çok önemli olduğuna dikkat çeken genç şarkıcı “Gerçekten öncelikle şunu söylemek istiyorum Yaklaşık yüz gencin, yüz çocuğun üçünde skolyoz görülen bir şey. Özellikle kız çocuklarında. Bu yüzden ailelerin çocukların duruşlarına dikkat etmeleri gerektiğini ve her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da erken teşhisin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum” diye konuştu.

15 yaşındaki Ada Durunun ilham veren mücadelesi!

Etkinliğin katılımcılarından biri de; 15 yaşındaki Ada Duru Alp oldu. 1 yaşında Serebral Palsi tanısı alan, 12 yaşında Covid pandemisi döneminde de skolyozu olduğu tespit edilen genç kız, yaşadığı zorlu ama ilham dolu mücadelesiyle umut verdi. Kelimelerle aram çok iyi” diyen,  olaylara hep olumlu yanından bakmaya, sorunları fırsata çevirmeye çalıştığını belirten Ada Duru, Skolyoz konusunda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla Sınırları Zorlayan Kalpler’ ismiyle bir de kitap yazdığını söyledi. Duygusal bir süreçti benim için. Kendimi en gerçek halimle yansıtalarak yazdığım bir kitap olduğu için çok özel, çok yeri ayrı bir kitap oldu benim için” diyen genç kız, hastalık sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı: Biraz zorluydu ama çok güzel oldu sonucu. Şu an dengem mesela daha dengeli, kendimi daha dengeli tutabiliyorum. O yüzden sonu çok iyi oldu. Tedavi süreciyle ilgili en büyük hedefim; kendimi biraz daha dışarı çıktığımda özgürleştirebilmek yani bağımsız olarak güvenli ortamlarda, düşmeyeceğim ortamlarda walkerı bırakıp kendim hareket edebilmek ya da kendim ihtiyaçlarımı giderebilmek olarak söyleyebilirim. Bir AVMye gittiğinizde bir yere gittiğinizde ailem de ben de, bana çok bakanlar oluyor, çok soru soranlar oluyor, niye böyle oldunuz ya da niye bunu kullanıyorsunuz gibi. Aslında onlara mümkün olduğunca kibarca cevaplar vererek bu durumlarla baş edebiliyoruz. Kendinizi sosyal ortamlara sokmazsanız kendinize olan özgüveniniz azalır, olabildiğince kendinizi saklamamaya çalışın. Özgüvenli olun, özgüven her şey. ”

Gece uykularına veda etmişti! Ameliyat sonrası yeniden doğdu!

Yıllardır skolyozuna rağmen yoğun iş temposu nedeniyle yurt içi ve yurt dışı sürekli uçmak’ zorunda olan 58 yaşındaki Gül Erden de ibret veren hikayesini içtenlikle katılımcılarla paylaştı. Gül Erdenin, 20 yaşındayken, annesinin kendisine diktiği elbiselerin provaları esnasında fark edilmişti skolyozu. Annesi hemen kızını doktora götürmüş ve omurgasında 41 derece eğrilik tespit edilmişti. Ameliyat olması gerektiği söylenmişti ama o dönem tesadüfen hastanede skolyoz ameliyatı sonrası sargılar içerisinde hastaları görmeleri üzerine annesi endişelenmiş ve ameliyat yerine fizik tedavi almasına karar vermişti. Bir dönem korse de taktı ancak skolyozu giderek ilerledi. 50li yaşlara kadar skolyozu dışarıdan anlaşılmadığı için onun da rahatlığıyla ameliyat düşünmediğini belirten Gül Erden eğriliğin ilerleyerek 75 dereceye ulaşması, çok şiddetli ağrılar yaşamaya başlaması ve gece uykuları uyuyamaz olmasıyla ameliyata karar verdiğini söyledi. Erden şöyle konuştu: Onun bir sınırı var ve insan gerçekten artık hayat kalitesini devam ettiremiyor. Ameiyattan ben de korktuğum kadar bir sonuçla karşılaşmadım, tam tersine ağrılarım bitti, uyku uyur oldum, vücut şişliğim, ödemlerim azaldı ve tabi postürüm çok düzeldi. 9 cm boyumdan kaybetmiştim, 5 cmi geri geldi. Ben çok kolay dönebildim normal hayatıma. 3 aylık bir nekahati var, 1 ay sonra evde çalışmaya başlamıştım. Belli başlı hareketlere dikkat etmeniz gerekiyor skolyozunuzun seviyesine göre. Ama keşke erken olsaydım dediğim bir süreç oldu benim için.”

Prof. Dr. Ahmet Alanay: Elimizdeki en güçlü silah: Erken tanı!”

Acıbadem Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay da konuşmasında skolyoz tedavisindeki en yeni gelişmeleri anlattı.

Omurganın yana doğru eğilmesi anlamına gelen skolyozla mücadelede en güçlü silahın erken tanı’ olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alanay çocuklarda düzenli kontrolün şart olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: En sık gördüğümüz neredeyse bütün skolyozların yüzde 70-75ini içeren, nedeni bilinmeyen skolyoz veya idiopatik skolyoz denilen özellikle adolesan çağda yani 8 ila 14 yaş arasında ortaya çıkan skolyoz tipidir. Bunun adolesan yaşta bu söylediğim yaştaki görülme sıklığı yüzde 3. Aslında yüzde 3 oldukça büyük bir rakam yani önemli bir halk sağlığı problemi. Ama şanslıyız ki bunun hepsi ilerleyici olmuyor, yaşam kalitesini bozucu olmuyor, neredeyse yüzde 20si tedavi gerektiriyor. Erken teşhis edilirse daha basit yöntemlerle ama geç kalınırsa cerrahi tedavi gerekebiliyor. Bu en çok kız çocuklarında görülüyor ama erkek çocukları da göz önünde bulundurmak lazım. 12-16 yaş arasındaki çocukların sık aralıklarla ebeveynler tarafından arkasından geçerek muayene edilmesinde fayda var. Muayene bulgusu olarak da özellikle omuzlarda çok asimetri olması veya bel çizgisinde yine bir asimetri olması ama en tanı koyucu olan ise çocuk öne eğildiği zaman gövdenin iki yarısı arasında asimetri olması. Yani kaburgalar özellikle bir tarafta daha kabarık hale gelmesi. Çünkü skolyoz üç boyutlu bir deformite. Bu bulgular olduğu zaman aileler mutlaka bir doktora başvurmalı.”

Günümüzde teknolojide ve tıptaki hızlı gelişmeler sayesinde, bugün bazı hastalarda hareket koruyucu cerrahi teknikler kullanabildiklerinii belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay, bunlardan en dikkat çekeninin Vertebral Body Tethering yani Bant ve ip ile düzeltme tekniği olduğunu, bu yöntemle, doğru hastalara uygulandığında kapalı cerrahi ile eğriliği düzeltirken aynı zamanda çocuğun büyümesini ve omurganın doğal hareketini de koruyabildiklerini söyledi.

İlgili Yazılar